1950’lerin sonunda İngiltere’de ortaya çıkan “Özgür Sinema/Free Cinema” akımının en başarılı örneklerinden biri sayılan “Saturday Night and Sunday Morning” Arthur Seaton (Albert Finney)’ın özelinde, fabrika dumanlarıyla kararmış Nottingham kentindeki işçi ailelerinin yaşamına tanıklık etmemizi sağlıyor.
Arthur bir montaj fabrikasında çalışan, ailesiyle yaşayan, uçarı, sorumsuz, yaşadığı hayata öfkeli bir genç. Gelecek daha güzel günlerin hayalini kurarken bir yandan da hafta sonları publarda körkütük sarhoş oluyor, arkadaşının karısıyla yatıyor, komşu kadına havalı tüfekle ateş ediyor, aşık oluyor…